"bir is goru$mesi" dedeman otel zincirleri iyiydi... ama ahmet turnesol'un daha iyisine ihtiyaci wardi... bir pansiyon i$letmecisi ve ayni zamanda muhasebe analisti olarak yeterince tecrubesi oldugunu du$unuyordu. daha iyi paralar kazanabilmeliydi. hyatt regency'nin kapisindan girerken beyninde gelecegi ile ilgili du$uneceler, ozellikle ak$ama ne yemek yiyecegi wardi. icerisinin serin havasi onu kendine getirdi. genel mudur george hyatt ile goru$ecekti.. resepsiyona gitti ve: - iyi gunler... ben george hyatt ile goru$ecektim... - kim ariyor? - ben ahmet turnesol. - ne icin goru$cektiniz? - i$.. - bi sn. bir aradan sonra: - be$ dakka $urada bekler misiniz, dedi resepsiyon gorevlisi lobi'deki koltuklardan bo$ta olan birini i$aret ederek. - tabi. aradan 15 dakka gectikten sonra ahmet tekrar resepsiyon gorevlisinin yanina geldi ve: - bakin be$ dakka demi$tiniz 15 dakka oldu. $imdi ne bu? - bi sn. bir aradan sonra: - tamam en ust kat 92 numara genel mudur odasi balayi salonu... merdivelerden cikin lutfen, asansoru yeni temizlettik. ahmet'e yedi kat cikmak koymazdi.. ama 17 kat cikmak koymu$tu. oflaya puflaya son basamagi da ciktiktan sonra bir sure solukandi ve 92 numaraya bakti. uzun bir koridordu. tek tek bakmasi gerekiyordu... personel i$leri, saglik idare mudurlugu, alt mudurluk, temizlik i$leri, havan topu imalati, kacak eroin $ebekesi kapilarini gectikten sonra koridorun en ucundaki "genel mudurluk 92 numara" kapisina geldi. kapiyi tiklatip acti. genel mudurler arasinda bir inani$ vardir ki eger masaniz ne kadar buyuk olursa geri kalan tum malvarliginiz da o kadar buyuk olur. ahmet o anda anladi ki george hyatt'in malvarligi cok buyuktu. - merhaba.. ahmet bey degil mi... dedi george hyatt ve nazikce yerinden kalkip ahmetle tokala$ti. - merhaba. - buyrun oturun lutfen. cay, sigara, pi$maniye? - yok ben.. - pi$maniyeleri biz kendimiz uretiyoruz. otelin zemin katinda ufak capli bir pi$maniye fabrikasi kurduk. di$aridan cok daha ucuza mal oluyor. - almiyim sagolun. george cebinden bir puro cikardi ve ahmet'e teklif etmeden yakti... ilk nefesi icine cekip di$ari bolca ufledikten sonra soze girdi: - daha once dedeman'da cali$tim demi$tiniz degil mi? - evet.. 6 yil boyunca oranin samanaltindan sugoturme temsilciligini yaptim. - anliyorum. bizim de bu i$ler icin bir ekibimiz var ama arkada$lar cok yoruluyorlar bildiginiz gibi degil. butun gun mu$terilerin isteklerine cevap vermekten onlari tatmin etmekten kendi i$lerini yurutemiyorlar. bundan dolayi bir kadro zenginle$tirme yoluna gittik. iyi mi ettik bilmiyorum. - evet.. - peki ahmet bey, bugune kadar kac i$yerinde cali$tiniz.. - bir tek dedeman'da cali$tim... ondan once guzel sanatlarda el i$lemeciligi ve goz oymaciligi'nda okuyordum. bu i$in parasi daha cazip gelince okulu yarida biraktim. - hmm.. guzel sanatlar... hangi universite? - dursul baykal temizel universitesi. kir$ehir. - $imdi biz hyatt regency olarak diger otellerden farkli bir organizasyon $ekli getirdik. klasik otel yapisinda patronun dedigi olur. hyatt regency'de ise biz bunu kabul etmiyoruz. patronun sadece dedigi degil ayni zamanda du$undugu de olur. hatta patronun o sirada du$unmedigi ama gelecekte onu du$unme potansiyeline sahip herhangi bir fikir aninda olmalidir tez zamanda yerine getirilmelidir. - evet.. - disiplin.. bunu gercekle$tirmek icin en gerekli $eydir. dedeman'da size nasil davraniyorlardi bilmiyorum ama biz hyatt regency'de ayiptir soylemesi adami ezeriz. - hehe... olsun efendim. ben ezilmek icin varim. yogurun beni. - peki o zaman. yarin i$e ba$lar misiniz ahmet bey? evraklarinizi bu ak$am hazirlatin yarin sabah getirin oglen ba$layin ak$am da sizi i$ten kovalim. hah hah. espri. ne komik di mi? - hehe.. cok komik bir espriydi gulmekten olmek istiyorum kisa zamanda. - peki o zaman yarin goru$mek uzere ahmet bey. verin elinizi tokala$alim. haftaya geeel! hahaha... $aka.. komik.. espri... - hehe.. cok komik bir insansiniz siz. sizi cok seviyorum ben. end of part I