Uc Boyut


Bu seri uc ayri hikayeden olu$makta ve hikayelerin hepsi ayni zamanda ayni yerde yani 2 Haziran 1998'de Saat 14:00 sularinda Eski$ehir/Turkiye'de fakat uc paralel boyutta cereyan etmektedir. Bu hikaye serisinin "i$ goru$mesi" serisi ile tek ortak yanI yazarIn bunlari da i$yerinde yazmi$ olmasidir.

BOYUT 1:
 
Komutan Headbanger, adamina doner ve:

 - Bu kadar zaman nasil gececek bilemiyorum Rath, der...

Rath ise kirmizi gozleriyle etrafi bir kolacan eder. Etrafi koklar gibi
bir havasi vardir.. Sonra Headbanger'a doner:

 - Benim de uykum var... Ama yatamam gorevdeyim... Sigara icsem?

 - Ne sigarasi lan bu saatte gondok!? Sen kendini ne sananze?

 - Haklisin komutan... Ne sigarasi.. Saat daha 7919... henuz temiz hava
   formuna girmedi degil mi?

 - Degil... $imdi beni ayaklandirmadan git iki pogca bir acma al.. Ayran
   da getir..

 - Emredersiniz komtanim...

Rath, ayaga kalkar, bufeye dogru ilerler. Bu arada Headbanger sava$
konsol'undan sava$in son durumunu takip etmektedir... Ye$il ekranda mavi
ve kirmizi noktalar vardir... sag ustte bir obek kirmizi nokta... sol
altta ise bir o kadar obek mavi nokta... agir hareketlerle
kimildamaktadirlar... Bir tane kirmizi nokta ekrandan kaybolur...
Headbanger panik olur.. Link'ten o bolgedeki adamlarina seslenir:

 - Lan! Ghor'lardan biri kayboldu! Onu bulun cabuk!?

Link'ten GSM compression'in getirdigi hafif bir cizirtiyla cevap gelir:

 - Bilmiyoruz! bilmiyoruz! Burada bir suru Ghor war hangisi!

Headbanger sinirlenir:

 - Olm kirarim oraya gelirsem kafanizi.. Kaybolani otomatik anlamiyo mu
 sizin aletler?

Link'ten cevap gelir:

 - Komtanim aletlerden birine RAS denk geldi... Tarayicilarimiz falan da
   cali$miyor bunun yuzunden! Bir oneriniz varsa seve seve kabul ederiz!

 - Senin adin ne asker?

 - Burke komtanim...

 - Bana bak Burke.. Sen iyi bir adama benziyorsun... $imdi ba$ligindaki
 local scanneri cali$tir ve bana hemen o kaybolan Ghor'un kordinatlarini
 ver anladin mi guzel askerim benim?

Bir sure Link'ten ses gelmez. Sonra alelacele bir ses:

 - Emredersinz komtanim!

Bir kac saniye sonra da:

 - Komtanim, Ghor tam olarak sizin usse dogru yonelmi$... Cok hizli
 geliyor... Iki tane Sting gonderiyorum.. Ama yeti$meleri zor ihtimal..

Headbanger:

 - Tamam asker sagol. Onu yakindan kar$ilayanze...

Headbanger duvardan TOR22'sini alir koluna monte eder. Uzun zamandir
Ghor oldurmedigini du$unur. Sakalindan salyasi suzulur. Bu arada elinde
pogaca ve ayranlarla gelen Rath'e seslenir: "Rath bir tane Ghor
geliyor... sen de kendine bir sopa kap giri$elim"... Rath'in kirmizi
gozleri parildar:

 - Zevk...

Rath zirhindaki silah emniyetlerini acar. Omuzlarindan mini nukleer
firlaticilar cikar. On kollarindan iki tane hizli ate$ eden "WAIS"
cikar.. Bir insanin kurek kemiklerinin oldugu yerden iki tane thrust
yonlendirici cikar. Headbanger'in yanina gelir... Headbanger yere
tukurur:

 - Hadi...

Rath ile ikisi havalanirlar... Headbanger Ghor'un mesafesini tespit
etmi$tir... Toluan'larin en guclu silahlarini boyle ana usse gonderip
harcamalari buyuk israf diye du$unur Headbanger... Rath her zamanki
tislak sesiyle:

 - Ghor, sting'lerle carpi$iyor. Sting'ler fazla dayanmaz.

Headbanger:

 - Sen arkamdan gel Rath...

Headbanger one dogru ani bir ivmeyle firlar... 1500 delare'yi bir kac
saniyede gitmi$lerdir... Ghor, Sting'lerden birini parcalami$, surekli
manvera yapmakta olan ikincisini de surekli ate$ altinda tutmaktadir.
Rath'in gozleri parildamakta, fakat degi$meyen yuzifadesiyle her
yerinden bir silah cikmi$ olan Ghor'u ve onun ate$lerinden acayip hizli
bir $ekilde kacan Sting'i incelemektedir. Basit bir olasilik hesabi
yapar Headbanger'a soyler:

 - Sting'in 10 birimi kaldi.

 - 5 birim sonra TOR hazir oluyor...

Rath zirhini kuturdetir... Her zaman sava$a hazirdir...

TOR22'nin on kismi birden gozalici $ekilde parlamaya ba$lar...
Headbanger Ghor'a dogru tutar ve hic tereddutsuz ate$ eder... Ghor
birden savrulur ve irtifa kaybetmeye ba$lar... Sting ise ate$ten
kurtulmu$ ve hedefi olan Ghor'un pe$inden a$agi inmektedir... Ghor
du$erken ayni zamanda silahlarindan cali$anlari ile de Sting'e ate$
etmektedir. Sonunda Sting'i vurur...  Sting ufak bir patlamayla
gokyuzunde kaybolur. Ghor sonraki hedeflerini arar... Kendisine en yakin
Headbanger'i secer. Silahlarini ona cevirir... Irtifa kaybetmeye devam
ederken topluca ate$ etmeye ba$lar... Headbanger ati$larin bazilarini
savu$turur bazilarini da zirhina emdirir... Tekrar hizlanir ve Ghor'a
yeti$ir onu kafasindan tutar... TOR'unu gogusune dayar, tam ate$
edecekken Ghor once davranir... Headbanger'in tam kafasina ate$ eder...
Headbanger kufurler ederek Ghor'dan daha hizli yere dogru du$meye
ba$lar... Ghor Headbanger'i hedef listesinden cikartmi$ yeni hedef
aramaktadir... Tarayicida bulamaz.. Bunun uzerine arkasini donup du$mekte olan
Headbanger'a ate$ etmeye ba$ar... Sonra $a$irir... Tam boynundan iceri
Rath'in kolu girmi$tir. Rath, Ghor'un boynunu icten tutarken diger
kolunu Ghor'un gogsune bastirir ve seri olarak ate$ etmeye ba$lar...
Ghor'un govdesinde bir cok delik acilmi$tir... Rath sonunda Ghor'u
birakir ve uzakla$ir... Ghor kendini tamir etmek icin hasari incelemeye
ba$lar... Bu arada Rath'in tarafinda olan silahlarindan kalanlari Rath'in
yonunde ate$ etmeye devam etmektedir... Hasar tespitini bitirmesine
vakit kalmadan karninda kocaman bir delik acilir... Headbanger kendini
toparlami$ ve ikinci TOR ati$ini yapmi$tir. Rath'in ati$lari kalkani
bitirdiginden Ghor $u anda hemen hemen ikiye bolunmu$ durumdadir.
Vucudunun ayrilmak uzere olan iki tarafi da ayri ayri Rath'e ve yanli$
bir yone daha ate$ etmektedirler... Rath ise bu ati$lari cok kolay
savurmaktadir... Headbanger, Ghor'un yanina gelir ve govdesine bir G-ROT
yerle$tirir... Rath'in durumuna bakmadan hizla usse doner.. Buyuk bir
patlama sesi duyulur... Headbanger salona girdiginde Rath'i orada oturup
pogaca yerken bulur... Guler:

 - Ulan Rath...

Rath ayranindan bir yudum alir... Headbanger da pogacalara uzanir..


BOYUT 2:

Bayan polis memuru Hazel, az once yakalanmi$ tecavuzden suclu sanigi
sorgulamaktadir:

 - Niye itiraf etmiyorsunuz beyefendi?

Adam titreyerek konu$maktadir:

 - Cunku ben... ben.. ben yapmadim..
 - Peki o zaman $imdi ben goguslerimi acip size gostersem fena mi olur?
 - Herorhh.. Pardon?

Hazel, gomleginin dugmelerini teker teker acar.. Sutyeni gorunur..  Diri
gogusleri de sutyeninin icinden ta$maktadir.. Suclu terlemeye ba$lar:

 - Hnnh... eho...

Hazel tatli ses tonuyla devam eder:

 - $imdi kendinizi nasil hissediyorsunuz?

Suclu sadece yutkunur...

 - Sucunuzu itiraf ediyor musunuz?
 - Hanefi mezhebindenim ben haram yasaktir.. yapamam... hhrk...

Hazel biraz bekler... Onu acik gomlegini tamamen cikartir... Suclu
elleri bagli oldugu icin ula$tigi ereksiyon seviyesini Hazel'den
saklayamamaktadir... Hazel devam eder:

 - Peki $imdi goguslerimin geri kalanini da gorseniz buna ne
 diyeceksiniz bakalim?
 - $ehveet...

Hazel iki elini sirtinda kavu$turur ve sutyeninin kopcasini cozer.
Ellerini o konumda tutar ve suclu'nun yeterince heycanlanmasini
bekler... sutyenini goguslerinin uzerinden agir agir indirmeye ba$lar...
Gittikce goguslerinin daha buyuk bir kismi ortaya cikmaktadir... Yava$
yava$ gogus ucunun etrafi ortaya cikar.. Hazel orada durur... "Geri
kalanini da gormek ister misin?" diye sorar suclu'ya... Suclu:

 - Nefertiti.. hhengame.. paratoner.. herrr..

Hazel ellerini ayni konumda tutarak devam eder:

 - Soyle bana gogus uclarimi da gormek istiyor musun? Pembe pembe?
 Ustelik benimkiler icine gocuk degil... Boyle yalarken varligini
 hissettirenlerden. Dipdiri...

$u anda suclu'nun yuzundeki ifadeyi ben ne kelimlerle anlatabilirim ne
de siz hayatinizda bir daha oyle bir yuz gorebilirsiniz. O yuzden bu
hikayeyi okurken olaylarin tam olarak okuduklariniz olmadigini da
farketmi$ olmaniz gerekir. Devam edin...

Suclu sonunda patlar:

 - Evet gogus uclarini da gormek istiyorum! Hepsini goster bana! Lutfen!

Hazel sinsi sinsi guler:

 - Hah $oyle...

Suclu, odulunu bekleyen kopek gibi mutlu olmu$tur. Hazelin sutyeni
sadece biraz daha indirmesini beklemektedir. Biraz daha ve gogus
uclarini o guzel $eyleri gorecektir.. Zaten goguslerinin buyuk bir kismi
ortaya cikmi$tir kalani da ciksa ne guzel olurmu$. Aman da aman...

Hazel sutyeni birakir... Sutyen yava$ca salinarak yere du$er... Suclu
$imdi Hazel'in gogus uclarini da gormektedir... Icinden "allahim bu ne
buyuk bir mutluluk ne buyuk allah otesi" diye du$unur.. Kalp ati$lari
bayaa bir iki uc kat artmi$tir suclunun... Ikide bir yutkunmaktadir.
Artik agzindan nefes alip vermektedir...

Hazel sorar:

 - Sucunu itiraf ediyor musun?

Suclu $u anda o kadar heyecanlidir ki soruyu duymamaktadir... Gozleri
hazel'in o dipdiri gogusleri uzerinde kilitlenip kalmi$tir... Hazel
gogusleri adamin yuzune iyice yakla$acak $ekilde adama dogru egilir...
Adam gogusleri yakalamak icin kafasiyla bir hamle yapar yakalayamaz..
Sakinle$ir.. Hazel goguslerini tekrar adamin yuzune yakla$tirir...
Adamin beyninde gogusler ucu$maktadir... Hazel ses tonunu hic bozmaz:

 - Itiraf ediyor musun?

Suclu hizli hizli nefes alip verirken ayni anda konu$unca garip bir
konu$ma ortaya cikmi$tir aynen $oyle:

 - Neheeyy? Neheyyiohha itiraff ehh edehhhyorrrm?
 - Tecavuz ettigini unuttun mu zavalli bir kiza?
 - Ehherr... galiba vardi oyle bi$e?
 - Tabi vardi... Bak bu goguslerin aynisi -goguslerini sallar hafiften-
   onda da vardi...
 - Ah! evet!
 - Aferim $imdi sucunu itiraf ettin yani?
 - Ettim mi? oyle olsun..
 - Hah $oyle yaa..

Hazel giyinir sorgu odasindan cikar... Adam ellerinin niye bagli
oldugunu du$unur, kendi tanrisini sorgular... Hikayenin geri kalani ise
hicbirinizi ilgilendirmemektedir...


BOYUT 3:

Orhan, Yurt Ici Kargo'da cali$an bir kargo memurudur... O gun
kahvalti'yi az yaptigi icin hafif leyladir.. Songul icerden bagirir:

 - Orhann!! ETi'den aradilar gonderilcek kargolari varmi$!

Orhan icinden "ulan bi gun baarmadan konu$ got kari be!" diye mirildanir...

 - Hangi ETi? Fabrika mi?
 - ETi Bilgi I$lem!
 - Taam gideriz...

Orhan masanin uzerinden Daihatsu'nun anahtarlarini alir. Kutu kolasindan
kalan son yudumu da icer.. Gune$ten kavrulmu$ Daihatsu'nun icine girince
"ulan bu da hayat mi be!?" diye du$unur. Arabanin klimasi da
cali$mamaktadir.. Camlari kokune kadar acar.. Motoru cali$tirir.. Sag
sinyal vererek $air Fuzuli'nin tam ters yonune doner. Arabalar korna
calmaktadir... Herkes arabaya garip garip bakar... Otobusun teki
daihatsu'yu kenardan siyirir... Orhan:

 - Ulan bi durun bee! Amaan... Iyi ki bi ters yon...

Orhan $air Fuzuli'den Doktorlar'a yani bir ters yone daha sapar.
Donerken i$ikta bekleyen arabalari guc bela en dipten gecerek
kurtarir... Gaza basar bir kac kaza atlattiktan sonra Ari Sinemasinin
ordan sola sapar... $imdi duz yonde gitmekte oldugundan bu sefer korna
calan pek olmaz... Donu$ten bir 20 metre sonra Kanatlilarin evinin
onunde durur... Anahtarlari arabada birakir ve sagina soluna az biraz
(sakat) bakarak kar$iya gecer.. Hava oyle sicaktir ki Orhan Daihatsu'dan
inip ETi plaza'ya ula$ana kadar bir an dayanamayip bayilacagini
du$unur.. Son anda kendini ETi plazanin serin lobisine atar. Gorevli'yi
tanimaktadir:

 - Cenk naber... bilgi i$lemden kargo varmi$ gonderilecek?

Gorevli eliyle oyle bi i$aret yapar ki bu "tamam cik yukari zaten ciksan
da cikmasan da umrumda degil ayrica senle de samimi olmak istemiyorum"
anlamina gelmektedir.

Orhan asansore bakar be$inci kattadir. Dugmesine basar. Beklemeye ba$lar.
Bu arada ETi plazanin kapisindan iceri iki bayan girer. Bayanlardan biri
genc esmer beyaz tenli, digeri de oyledir... Sadece biri digerinden
uzundur falan.. Neyse bunlar kikirde$e kikirde$e gelirler... Orhan
icinden "ulan ben burda cali$sam amma mala vururum haa" diye du$unur..
Asansorun "din dun dun" zili Orhan'i kendine getirir. Kapiyi acar...
Bayanlara yav$aklik yapmak icin kapiyi onlar binene kadar acik tutar en
son da kendisi biner.. Hafif mirildanarak bir de "iyi gunleer" der...
Ikinci katin dugmesine basar. Bayanlardan biri be$inci kata basar..
Ahmet ikinci kata varana dek surekli metal asansor kapisindaki
yansimalardan kizlari kesmektedir. Kizlar ise gercekte olmayan bir
noktaya gozlerini dikmi$lerdir. Ikinci kata geldiginde tekrar iyi gunler
der ve asansorun kapisini acip di$ari cikar. Bayanlardan biri de di$ari
cikar. Orhan hizli adimlarla iceri girer ve orada ayakta durup telefonda
konu$an bir beyefendiye dogru seslenir:

 - Iyi gunler, Kargonuz varmi$?
 - Saniye hanim... Yapi kredi telebordro lutfen.

Adam telefonu kapatir, yuzunu merakla Orhan'a cevirir.. Orhan'in
elindeki yurt ici kargo paketlerini gorur:

 - Ah evet! Kargo degil mi? Bir saniye... $u icerde kutu var o
 gidecek...

Orhan iceri doner... Icerde sari sacli genc biri bir program yazmaktadir...
Kutuya dogru ilerlerken gencin yazdiklarina bakmaktadir... Siyah ustune
ye$il harflerle anla$ilmaz $eyler yazmaktadir... Gencle samimiyet kurmak
icin sorar:

 - Atari mi abi bu?

Genc cebinden bir mendil cikarir.. Cabuk bir hareketle mendili adamin
boynuna dolar ve sIkmaya ba$lar... O kadar sIkmaktadIr ki adam hic ses
cikaramamaktadir. Sadece arada "chik" "klik" gibi sesler cikmaktadir.
Orhan'in yuzu iyice kizarmi$tir... Genc Orhan'i koltuk altindan tutup
lavaboya ta$ir. Kapiyi iceriden kilitler lambayi yakar... Orhan beynine
oksijen gitmedigi icin hemen hemen bogulmu$tur. Genc, lavabonun
aynasinin onunde Orhan'in kafasini tutup aniden cevirerek boynunu kirar.
Orhan'in cansiz bedenini tuvalete surukler... Havalandirma'nin metal
korkulugunuun yanindaki vidalari eliyle cekerek soker ve kapagi
kaldirir. Orhan'in hafif gobekli cesedini zorlanarak kaldirir ve
delikten iceri sokar. Kuvvetini toplayarak son bir kez ittirir..
Havalandirmanin a$agi katlarindan pamuk cuvalinin oraya buraya carpmasi
gibi bir ses cikar... Genc havalandirmayi takip lavabodan cikar. Az once
telefonla konu$an beyefendiye seslenir:

 - Salim bey? Kargocu bu kargoyu almayacak miydi?

Salim denen $ahis o sirada telefonla konu$maktadir cumleyi anlayamaz ama
"noldu almadi mi?" diye sorar... Genc de kafasiyla olumsuzluk i$areti
yapar. Salim devam eder:

 - Sedat, bi zahmet Yurt ici kargoyu arayip tekrar gelmelerini soyler
 misin?

Isminin Sedat oldugu anla$ilan genc "Tabi" der ve telefona uzanir...

 - Alo saniye hanim.. Yurt ici kargo lutfen..


SON